Kaçkar Dağları bir başkadır!
Bir giden bir daha gider, bir daha gider ve bir daha gider!
Kaçkarlar’a geldiğinizde saatlerinizi çıkarın, kimliklerinizi bırakın, fazla yükünüzü çekinmeden atın! Sarılın bir taşa, bir ağaca, taş olun, ağaç olun. Toprağa yatın, kök olun, bırakın üstünüzden aksın dereler, büyüsün otlar, teninizin üzerinden geçsin rüzgarlar, yumuşayın ki yağmur sızsın temizlesin içinizi, yolculuklar anlatır asıl sizi, gerek olmaz başkasından tanımak kendinizi, o zaman bir büyü olur doğanın dili dilinizde, dağ çeker her seferinde.
Samimiyetle anlarsınız ki tek bir çöp atılmaz ormana, delinmez her dağ enerji uğruna, bırakılmaz tahta ve taş beton hırsına, ruhunuz uyanmıştır doğayla bir bütün olmaya!
Sözün özü; Kaçkarlar’a varıp gelmek kolaydır da bırakıp gitmek zor olur!
Oraların havasını taşıyan haiku tadında bir şiir:
Rüzgar ve Çiçeğin Düeti
Rüzgar ve Çiçeğin Düeti
Üstü titrek çivit mavisi bir göl,
Rüzgarın mırıltısını
Kıyıdaki pembe çiçeğe taşıyor.
Çiçek utangaç,
Başı önünde inceden inceye sallıyor.
Mehrunnisa Dilek
Ağustos, 2009
Müzik: Georges I. Gurdjieff & Thomas de Hartmann: Songs and Rthyms from Asia albümünden.