Bu masal hem çocuklara hem büyüklere özel bir masal!
Polariteden, uzlaşmadan, tezat olandan bahsediyor. Çocuklara bu terimler seviyesinden anlatmıyor, ama sembollerin dilinden onların kalplerine rehber olabilecek bir tutam yıldız tozu sürüyor.
Öncelikle ilişkiler açısından polarite ve tezat nedir? Masalın konusu bu yönde gelişiyor.
Polarite iki zıt olan şeyin kendine has özelliklerini belirgin bir şekilde ifade etmesidir. Fizik kuralları açısından elektrik akımını oluşturan gerilim ayrılığının en yüksek dereceyi bulduğu iki noktadan her biri pozitif ve negatif kutup olarak adlandırılır. İki noktaya yoğunlaşmış düzensiz bir dağılımdır, bu düzensizlik aslında uyum ve ahengi getirebilir, artı ve eksi olanların birbirini çekmesi veya aynı yüklü olanların birbirini itmesinin oluşturduğu geometrik estetik ve sembollerin dili bu uyumu belirgin bir şekilde gösterebilir! İlk akla gelen de Yin-Yang sembolüdür.
Özgün bir ilişkinin tanımında da bu zıt kutuplar dişil ve eril özellikler olarak ortaya çıkar. Evrende görülen iki kuvvettir, sadece cinsiyet çerçevesinde sınırlanmaz. Güneş’in eril, Ay’ın dişil özellik taşıması gibidir. Kundalini yoga da ilişkiler bağlamında bu iki kutup bir paradox oluşturur. Paradox nedir? Çelişki içeren, yanıltıcı olan, mantığa aykırışmış gibi görünen. İki zıt olan bir arada var olabilirse diğerini hayatta tutabilir.
Birbirinin zıttı bir araya geldiğinde nötr alan yaratır, nötr alan ilişkiler tanımında nötr zihni ister. Nötr zihin ön yargılardan arınmış ve duygusal çalkantılardan sıyrılmış, saf bir merakın yayıldığı ve işbirliği içinde harekete geçmeye hazır bir potansiyel enerjidir. Buradan iki zıt kutbun özellikleri kullanılarak yaratıcı bir ortak güç açığa çıkabilir ve birbirinin tamamlayıcısı olarak daha büyük bir enerji yaratabilir.
Kilo almak/ kilo vermek, sigara içmek/ sigara bırakmak, ölü / diri birbirinin tezatı veya çatışanıdır ve biri tek başına var olabilir, diğer bir deyişle ya kilo alınır veya kilo verilir, birinin devamlılığı diğerinin yokluğunu getirmelidir. Diyelim ki ortada bir araba varsa ve eşlerden biri kumsala gitmek ister, diğeri de dağa gitmek isterse , bir arabayla ortak bir program yapılacaksa sadece bir yön tercih edilecektir. Burada iki tezat düşünce vardır, bir tarafın ödün vermesiyle uzlaşma sağlanabilir veya iki tarafta ödün vererek daha başka bir seçeneğe karar verebilir veya hiç anlaşma sağlanamaz ise bir yere gitmekten vazgeçilir.
Polariteye kadın/erkek, gece/gündüz, nefes almak/ nefes vermek örnek olarak verilebilir. Nefes almalıyız ki nefes verelim ve bir döngü tamamlanabilir olsun, gecenin arkasından gündüz, gündüzün arkasından gece gelebilsin. İki zıt özellik taşıyan kavramların, olayların veya madde parçacıklarının karşılıklı birbirine olan bağları var oldukça polarite vardır, ‘ya bu olur, ya da şu olur’ şeklinde bir kısıt çatışmayı veya tezat olanı vurgular, birbirine zıt olanın beraber var olması gerekir ki iç içe geçmiş bu bağların içinden bir hareket dinamiği ortaya çıkabilsin.
Bunu bilmek nasıl bir fayda getirecek? Özellikle her türlü ilişki boyutunda hayatımızda bulunan zıtlıkların polarite değeri olduğunu farketmek onların gücünü doğru yönde kullanmamızı elverişli kılar. Uzlaşma, genelde ödün vererek bir orta yolu bulmak adına yapılır ve yatay düzlemde iki farklı düşüncenin bir yerde buluşmaya gayret gösterdiği bir noktadır. Oysa, polaritelerin gücü yatay düzlemde değil çapraz olarak yükselip bir üçgenin sivri noktasında buluşabilir, aşağıdaki şekilde gösterildiği gibi. Çapraz ilerleyen enerji, bulunduğu ortam içinden olaya bakmaya alışkın bir zihinden çıkıp bakış açısını yatay düzlemden ayırabilmesi ile olur.
O zaman, uzlaşmanın getireceği her iki tarafı tam mutlu edemeyecek daha belki de vasat bir enerji seviyesinden daha yüksek bir enerji seviyesine yükseltme şansının olduğu görülürse bu bakış açısında problem gibi görünenler problem olmaktan çıkar ve uç noktalardaki farklılıkların özellikleri ortak gücü çıkaracak veya sinerji yaratacak işbirliklerine ve anlaşmalara dönüşebilir.
Bu teorik ve kompleks anlatımlar masalda sadelik ve basitlik içinde ifade edilebilir, masallar bu yüzden çok güzel. Karışık düşünce sistemlerini en anlaşılır bir düzeye indirip aktarabiliyor.
- Masal da tavşan ve kurbağanın anlaşma süreci nasıl gelişti, neden akıl oyunları içine girdiler ve zihinleriyle birbirini geçmeye çalışmak kime yaradı?
- Kurbağa tarafından uzlaşma başta hiç tercih edilmeyecek bir şeyken hangi şartlarda ona mutluluk verici oldu? Kim kimle uzlaşma sağladı?
- İki arkadaş anlaşmazlıklarında polariteyi görselerdi bir sinerji yaratabilirler miydi? Tavşan ve kurbağanın birbirleriyle anlaşamaması bir başkasına yaradı!
- Kurbağanın yardım çağrısına kuşun kalpten bir samimiyeti geldi ama aynı zamanda bir alış-veriş dengesi için yardım edebilmesi için kuşun bir ön-şartı da oldu, gönüllü yardımda bulunmak veya yardımın karşılığı bir denge yaratmak nasıl tanımlanır, ne kadar talepkâr olmalıyız?
- Kuşun yardımı karşılığı aldığı altın kase onu kutsal kabul edilecek bir seviyeye yönlendirdi, göğsünden çıkmayacak sarı bir leke bıraktı, bu da ilginç değil mi?
Böylece sorular uzayıp gider.. Velhasıl, halk masalları her zaman içlerinde hikmetler barındırır, bu Tibet masalı da bize bu bakış açısı içinde geride bir çok soru bıraktı. Aşağıdaki videoyu izledikten sonra belki siz de bu sorulara cevap vermek isteyebilirsiniz!