Bu haftanın masalında ‘Üç İnşaat İşçisi’ var. Her biri de aynı işi yapıyor, ama uğraştıkları işler hakkında her biri başka bir şey söylüyor.  Aslında varoluşlarını işleri üzerinden nasıl tanımlıyor olduklarını bu masal bize anlatıyor.

Bir paletin içinde renk olsak hangi renk olurduk? Seçimlerimiz gök kuşağının yedi rengi içinde mi kalırdı, yoksa nüans bir rengin tadı mı bize daha fazla titreşirdi?.. belki o renk ile henüz tanışmadık bile…ilk başta görünmeyen ama o renk olmazsa tabloda bir şeyin muhakkak eksik kalacağı bir renk mi olurduk?  düşünelim ki işte o herkesin hemen göremediği ama doğada saklı olduğu için bilen bir gözün veya bir ressamın farkettiği bir renk..bir Van Gogh o rengin peşinde nasıl da koşmuştur, hayalindekini tuvale aktarmak için nasıl da uğraşmıştır, kimbilir!

Aşağıdaki resim Van Gogh’dan – Trees and Undergrowth (1887). Ormanın yeşil renk cümbüşünü, fırça darbelerini ve  bu uğraşıyı bir parça bize gösteriyor. Güneşin ağaçlar arasından sızan ışık dalgalanmaları ile değişen yeşil renginin bambaşka yansımaları, sarılar ve bunların arasına serpiştirilmiş başka renkler. Hepsi sabırla işlenmiş!

Masalın içindeki bu işçilerden biri olsak, biz hangisine daha çok benzerdik ? Kendi rengini bilenler ve hayatın dokusuna bu rengi sabırla işleyenler ünlü Hintli yazarı ve şair Tagore’un ifadelerinde can buluyor gibi… Bu da aşağıdaki video’da saklı!

Ayrıca,  Amerikalı filozof, yazar ve doğal yaşam eylemcisi Henry David Thoreau’dan bahsettik. Kâr ve fayda arasındaki fark nedir? Bunu sorguluyor. Kendisinin uzun doğa yürüşlerinden ilham alarak yeni bir ekonomi sistemi üzerine geliştirdiği düşüncelerinden bir özet Frederic Gros’un ‘Yürümenin felsefesi’ adlı kitabında geçer, buradan alıntı yaparak paylaştık.

Ve son olarak, Kundalini Yoga’nın Guru Guru Wahe Guru, Guru Ram Das Guru mantrası bu haftanın masalının sonunda yer alıyor. Sat Hari Singh ve Hari Bhajan Kaur’un mantra müziği eşlik ediyor. Bu mantra, mucize mantrası olarak geçer, şifalandıran, alçakgönüllü olmaya davet eden, duygusal rahatlama getiren ve bizi bir koza gibi korumaya alan bir mantradır. Mantrayı söylerken gözler kapalı ve iki kaşımızın ortasında burnumuzun köküne doğru gözlerimizi çevirmeliyiz. Nefes alıp, sonra tek bir nefes verme sürecinde mantrayı söyleyip tekrar başa döndüğümüzde nefes almalı ve mantrayı yine tek nefesle  tamamlayarak döngüye devam etmeliyiz. Aynı zamanda, mantra söylemek doğal bir nefes çalışması olmaktadır, böylece hem kendi sesimize yakınlaşmakta ve tanımakta, hem de nefesimizi dengelemeyi öğrenmekteyiz.

Keyifli izlemeler!

https://youtu.be/m-QaicOhKCc

 

 

 

Kendi Rengini Bulmak

Yazı dolaşımı